İkna Etmeye Çalışmaktan Vazgeç

İŞ dünyasının en sevdiği kavramlardan biri. Satışçıların baştacı. İkna etmek. Ve aslında sıklıkla gözden kaçırılan bir şey de var: Başkasını ikna etmek için önce senin ikna olman gerekiyor. İkna evet gerekli bir şey. Bir fikir satman gerekiyor ya da bir kalem, karşıdakini ikna edebilmek için önce senin ikna olmuş ve o defteri kapatıp bu sürece geçmen gerekiyor. İknanın, psikoloji tabanlı yöntemleri var mı? Evet. Fakat bunların ön koşulu senin ikna olmuş olman.

Ve aslında kimsenin İKNA edilmek hoşuna gitmez. Kimse satıcıyı sevmez kimse bir şeyi satın almaya zorlanmaktan zevk almaz. İknanın kuralları şu saatte internetten satış yapan birçok firma tarafında uygulanıyor. Mesela otel arıyorsun, son 3 oda diyor ya da uçak bileti bakıyorsun, bu fiyattan son 4 bilet diyor. En eski ikna yöntemlerini sigortacılar uyguluyor. Önce sana yanan bir ev ve perişan bir aile gösteriyor sonra da bak evini sigortalamazsan bunlar başına gelir diyor. Ki bu en eski stildir ve hala bir miktar işe yaradığını itiraf etmek gerekir. Ama artık benim zihin altı bezleri dediğim hormonlara oynanıyor. Zihin altı bezleri temelde sanal zekanın güç verdiği A-B testleri aslında. Eski iknada bunu gözüne soka soka yapıyorlardı şimdi durum değişti. Artık hızlıca deneyip hızlıca yanılan bir ikna formu var.

Birini bir konuya ikna etmenin en kolay yolu, onu ikna etmeye çalışmaktan vazgeçmek. Sen fikrini söyle, derdini söyle ve geri çekil. Bırak ikna nesnesi karşıdakinin beyninde yer etsin.

Yorum bırakın, konuşalım